Gelişim Psikiyatri Kliniği

Zihnimizden Geçenler

Psikoloji alanında ‘‘kendinle diyalog’’ ya da ‘‘içsel konuşmalar’’ olarak bildiğimiz önemli bir kavram vardır. Basitçe gündelik hayatta kendimize neler söylediğimizdir açılımı. Çoğu zaman kendimize kurduğumuz cümleler ile yaşadığımız duygular birbiriyle ilişkilidir. Hiçbir işi başaramıyorum! ……………….. ………………………ÜZÜNTÜ Söylediğim şeyleri umursamıyor !………………………………. ÜZÜNTÜ-ÖFKE İnadına böyle davranıyor, beni ezip geçiyor!………………… ÖFKE Bir daha asla mutlu olamayacağım!……………………………. ÜZÜNTÜ-UMUTSUZLUK Ya iş görüşmesinde heyecanlanıp saçmalarsam…………. KAYGI Her şeyi berbat ediyorum, benim yüzümden oldu………….SUÇLULUK-ÜZÜNTÜ Herkesin içinde küçük duruma düştüm, rezil oldum……… UTANÇ-KAYGI Yukarıdaki örneklerde olduğu gibi bizim ne düşündüğümüz ne hissettiğimiz ile yakından ilişkilidir. Her birimizin aklından geçen bu tarz yorumlara otomatik düşünceler demekteyiz. Otomatik denmesinin sebebi bu tarz düşüncelerin aklımıza bir anda gelmesidir. Çoğu zaman bizim istemimiz dışında ortaya çıkarlar. Otomatik düşüncelerimiz olumsuz olabileceği gibi olumlu nitelikte de olabilmektedir. Mesela kişi arkadaşlarıyla vakit geçirirken bana değer veriyorlar, önemseniyorum düşüncesi aklına gelebilir ve kendini değerli ve güvenli hissedebilir. Otomatik düşünceler hızlı bir şekilde aklımıza gelen kısa cümleler şeklinde ortaya çıktığından ve çoğu zaman bizde uyandırdığı yoğun duygulara odaklandığımızdan fark etmeyiz. Ancak biraz çaba sarfederek ve yaşadığımız durumun bizin için ne anlama geldiğini sorgulayarak otomatik düşüncelerimizi tespit edebiliriz. Olayın bizde uyandırdığı olumsuz içerikli düşüncelerimiz çoğu zaman gerçekçi olmamakta, kişisel yanlı değerlendirmeler ve düşünce hatalarını barındırmaktadır. Kişi bu tarz düşüncelerin gerçekliğine inandığı ve sorgulamadığı için olumsuz duyguları deneyimlemektedir. Psikoterapi sürecinde kişinin aklından geçen otomatik düşünceleri yakalayabilmesi sağlanır. YAŞANILAN DURUM ⇔ HİSSEDİLEN DUYGU Birçoğumuz yaşadığımız durum ile hissettiğimiz duygu arasında bir bağlantı kurma eğilimindeyiz. Evde tek başına film izlerken (durum) kendini mutsuz hissetmeyi (duygu) ya da bir arkadaşı ile buluşmaya giderken otobüste (durum ) kendini kaygılı hissetmeyi (duygu) örnek olarak verebiliriz. Kişi üzüntü ya da kaygı hissini neyin tetiklediğini bilmez ve çoğu zaman bir kontrol dışılık hissi yaşar. Başka bir deyişle kişinin başına gelenler onu etkiler. Psikoterapide yaşanılan durum ile hissedilen duygu arasında ne olup bittiği araştırılır. Yani kişinin film izlerken ya da otobüste buluşma yerine doğru giderken tam o sırada aklından ne geçmiştir? Terapi sürecinde; ‘‘kendini böyle hissederken o anda aklından ne geçiyordu?’’ danışana yöneltilen temel sorulardan biridir. Çoğu zaman bizi etkileyen başımıza gelen olaylar değil bu olaylara verdiğimiz anlamdır. Bu yüzden de kişinin yaşadığı duruma ne anlam verdiği (o anda ne düşünüyordu) ve bu anlamın hangi duyguya yol açtığı terapideki ilk adımlardan biridir. YAŞANILAN DURUM ⇔ VERİLEN ANLAM ⇔ HİSSEDİLEN DUYGU Örneğe yeniden dönecek olursak; kişi evde tek başına film izlerken filmin içinde geçen bir sahneden dolayı eski kız/erkek arkadaşının ayrılık konuşması aklına geliyor ve tam o sırada aklına; ‘‘Bir daha mutlu olamayacağım, onu sonsuza dek kaybettim’’ düşüncesi geliyor ve kişi yoğun bir üzüntü hissediyor. Aslında burada kişiyi üzen tek başına film izlemesi değil bir daha mutlu olamayacağına ya da sonsuza dek kaybettiğine dair düşüncesidir. Tıpkı düşünceler gibi aklımıza otomatik görsel imgelerde gelebilir. Kişi iş görüşmesine giderken aklına bir anda otoriter ve eleştirel bir işveren ve karşısında çırpınan kendi halini bir fotoğraf gibi aklına getirebilir ve kaygılanabilir. Otomatik düşünceler bizim kontrolümüz dışında aklımıza gelse de biraz çaba sarfederek bu düşünceleri esnetmek ve daha gerçekçi düşünceler oluşturmak mümkündür. Alternatif düşünce adını verdiğimiz bu düşünceler otomatik düşüncelerin etraflıca sorgulanması ile ortaya çıkmaktadır. Önemli olan kişinin oluşturmuş olduğu alternatif düşünceye inanmasıdır. Alternatif düşüncelere yönelik örnekler aşağıda verilmektedir. OTOMATİK DÜŞÜNCE ALTERNATİF DÜŞÜNCE Sonsuza dek yalnız kalacağım İnsanların hoşlanacağı birçok özelliğe sahibim. Daha önce insanlar benimle birlikte hoş vakit geçiriyorlardı. Gelecekte neden olmasın Söylediğim şeyleri umursamıyor Tutumunun farkında olmayabilir. Kendi hislerim hakkında ona kendimi açabilirim. Umursadığı çok zaman oldu genellemek yanlış olur duruma özgü birşey Hiçbir şeyi başaramıyorum Başarılı olduğum bir sürü şey var başarılı olup olmamam benim bir insan olarak değerimi ölçmez Hiçbir sorumluluğu yerine getiremiyorum Bazen aldığım sorumluluklar bende baskı yaratabiliyor ve kaçınabiliyorum. Sorumluluk aldığım birçok durum var ve bunları görmezden gelerek kendime haksızlık yapıyorum. Neden baskı oluşturduğunu fark edip üstesinden gelmeye çalışacağım. Psikoterapi sürecinde terapist ve danışan otomatik düşünceleri birlikte keşfederek bu düşünceleri sorgular. Danışan yaşadığı olaylara yönelik farklı perspektiften bakmayı öğrenir ve yaşadığı olumsuz duyguların hafiflediğini fark eder. Bu süreç kesinlikle ‘‘ poliyanacılık’’ ya da pembe gözlüklerle bakmak gibi görülmemelidir. Bazen aklımıza gelen düşünceler gerçeği büyük ölçüde yansıtıyor da olabilir. Böyle durumlarda ise problem çözme becerileri ya da durumu kabullenmeye yönelik müdahaleler etkili olabilmektedir. Klinik Psikolog Onur ARSEL


Diğer Makaleler